Zekai Özdemir

1959 yılında Sivas’ın Zara kazasında doğan Zekai Özdemir lisans eğitimini Atatürk üniversitesinde doktora eğitimini ise İstanbul Üniversitesinde tamamlamıştır.İstanbul üniversitesi İktisat fakültesi 1992 yılında asistan olarak göreve başlayan hocamızın halen kadrosu bu üniversitededir.Zekai Özdemir iktisat ilminin teorik çerçevesinde çalışmaları olduğu gibi edebi eserlerin iktisadi tahlili ve iktisat sosyolojisi üzerinde de incelemeleri vardır.Kırgızistan Manas Üniversitesinde de görev yapan hocamız, bu üniversitede bir süre rektör vekilliği, rektör yardımcılığı ve Sosyal Bilimler Enstitüsü müdürlüğü de yapmıştır.

Mikro İktisat, İktisadın Kırk Ambarı, İktisadi Komedya, İlgiliye Mektuplar ve Bişkek Yalnızları isimli yayınlanmış kitapları yanında çok sayıda Türkiye Ekonomisiyle ilgili makaleleri vardır.

Yaşadığı dönemde eşyanın da bir dili olduğunu kaç insan bilirdi ki? Bu anlamda Tanpınar, sadece insanı değil saat, ayna v.s. eşyaları bile müşahade etmeyi başaran ve onlarıda insan gibi konuşturan hatta insanileştiren bir yazardır.

Tanpınar büyük bir hafıza kuvvetiyle yaşadığı ve yaşamadığı çağın olaylarını tahlil ve terkip etmeyi başaran müstesna bir romancıdır.Bu özelliği ile o insana ve topluma, insanlığı anlatan usta bir müşahittir.

Tanpınar kendi toplumuna kendi toplumunun dertlerini, zevkleri ve meselelerini anlatmayı üstlenen bir aydın romancıdır.

Tanpınar bütün roman ve hikayelerinde kültür hastalıklığına yakalan birey ve toplumu ele almış, ardından nasıl sağlıklı ve “huzurlu” bir birey ve toplum olunacağını gizemli bir şekilde anlatmıştır.

Tanpınar çözülmüş Osmanlının kurulamamış burjuvazisi ile yeni kurulan Cumhuriyetin İstanbul burjuvazi arasında kalan, hatta sıkışan birey, aile ve toplumu anlatıyor.Bu bağlamda Her bir romanında her bir karekter Tanpınar’ın kendi alt şuurunun kelimelerle açığa vurulmasıdır.Bu anlamda her okuyucu her kahramanı sadece yazarın alt bilincinin yansıması olarak değil kendi alt bilincininde yansıması olarak gördüğü takdirde romandan elde edeceği maksimum faydaya ulaşır. Aksi takdirde roman sadece bir serüven havasında biter.