Alman İdealizmi - Fichte, Schelling, Schleiermacher

Stok Tükendi

Alman İdealizmi - Fichte, Schelling, Schleiermacher

Modern Felsefe Cilt: 7 Bölüm 1a
Barkod: 9789753970006
Üreticiler: İdea Yayınevi
Stok Sayısı: Stokta Yok
Basım Tarihi: 2010
Baskı Sayısı: 1. Basım
Sayfa Sayısı: 200 Sayfa
Ağırlık: 184,00 Gram
Boyut: 11,50 (en) x 19,00 (boy)
Cilt: Ciltsiz
Kağıt: 1. Hamur
Basım Yeri: İstanbul - Türkiye
Basım Dili: Türkçe

62,00 TL
52,70 TL

Fichte ve Schelling Alman İdealizmi olarak bilinen felsefi süreçte Kant ve Hegel arasında, Arı Usun Eleştirisi’ni üreten kuşkucu ve Arı Usun Bilimi’ni üreten ussalcı arasında dururlar. Bu düzeye dek, çabaları Hegel’in çalışmasında noktalanan Alman idealistleri Kant’ın inanca yer açabilmek için bilgiyi bir yana atan sözde felsefesini bir yana atarlar. Kuşkuculuğun hangi markasını taşırsa taşısın tüm kötümser senaryonun tersine, Fichte’nin ve Schelling’in felsefeleri insanı onurlandırır, onun değerini doğrular, onu Kant’ın felsefesi tarafından da aklanan kuşkucu hiçlikten kurtarmayı ister. Felsefenin işi insanın nasıl bilemeyeceğini bilmek değil, ama bilmenin olanağını kavramak, onu salt bilme sevgisi olmanın ötesine, edimsel bilgi olmaya doğru geliştirmektir. Tanıtlama bilgi demektir, ve felsefenin parolasıdır. Böylece felsefe tarihinde ilk kez Fichte kategorileri Kant’ın yaptığı gibi şuradan buradan toparlamak yerine ussal olarak çıkarsama girişiminde bulundu. Ve Schelling, Doğaya insan bilincine sıkışmış bir görüngü olarak ve Doğanın Bilimine ancak görüngünün bilimi olarak izin verebilen Kant’ın tersine, Doğanın özsel olarak nesnel-ussal Biçim tarafından belirlenen Özdek olduğunu, Biliminin insanın düşünce yeteneğinin içinde olduğunu ileri sürdü. Onlar için ‘eleştirel sorun’ yalancı bir sorundu çünkü eleştirenin kendisinin, öznel kişiliğin eleştirme yetkinliği, hakkı ve gücü yoktu; keyfi davranıyordu, ruhbilimsel kuşkunun mantıksal düşünmeyi yenmesine izin veriyordu. Bu iki idealist ne Kavramların Dizgesini çıkarsamayı, ne de Doğa Felsefesinin modelini üretmeyi başarabildiler. Felsefe Tarihinin önemini, Diyalektiğin gerçek karakterini, bilgide Yöntemin Kavramın kendisinin nesnel açınımı demek olduğunu, bilginin dizgesel yapısını kavrayamadılar. Bilginin bu gerçek koşullarının bilgisini üretme işi Hegel’e kaldı. Onun çalışmasında özgür ussal düşünce "Alman İdealizmi" gibi tarihsel, kültürel, göreli bir sıfattan bağışlanacaktı. -Aziz Yardımlı-