Henüz biçilmiş çayırda oturup taze ot kokusu ve uzaklardan gelen çoban şarkıları eşliğinde soluklanmak, secdeye durarak bu güzelim gökyüzünün altında yatan Sancak bölgesinin sıcaklığında doğduğum için Allah’a şükretmek istiyorum.
 
Büyük hanımların bana; yaşlıların ellerini öpmem, onları en güzel yere ve başköşeye oturtmam, onlar konuşurlarken lafa girmemem, sofrada ilk olarak yemeğe asla başlamam, ebeveynlerime karşı gelmemem, sözlerini ikiletmemem, güçsüz ve çaresizlere yardımcı olmam, hastaları ziyaret etmem, misafirleri güler yüzle karşılamam, yüksek sesle konuşmamam, kavgadan sakınmam, kıskanç olmamam, sabırla donanmam, özürle yücelmem, erken kalkıp görevlerimi yerine getirmem, mübarek suyla eşiğimi yıkamam, evladımı doğru yola sevk etmem, asla gıybet etmemem, bilgi ve akıl yoluyla düşmanlarımı dize getirmem, selametim, ahiretim, Mushaf’ım, yüz akım, adetlerim adına Sancak terbiyesini hamaylı gibi taşıyıp korumam gerektiğini bana öğrettikleri için onlara ebediyen  minnet duyup gururlanıyorum.