Türkistan ve Avrasya Steplerinde Rus Yayılmacılığı resmi

Stok Tükendi

Türkistan ve Avrasya Steplerinde Rus Yayılmacılığı

Bir Sömürge İmparatorluğunun Oluşumu (1500 -1800)
Barkod: 9786257459358
Üreticiler: Selenge Yayınları
Stok Sayısı: Stokta Yok
Basım Tarihi: 5-2022
Baskı Sayısı: 1. Basım
Sayfa Sayısı: 360 Sayfa
Ağırlık: 356,00 Gram
Boyut: 14,50 (en) x 21,00 (boy)
Cilt: Ciltsiz
Kağıt: 2. Hamur
Basım Yeri: İstanbul - Türkiye
Basım Dili: Türkçe

80,00 TL

ABD ve Avrupa'nın en prestijli üniversitelerinde bilhassa Rus İmparatorluğu’nun genişleme stratejileri üzerine dersler veren Prof. Michael Khodarkovsky'nin, büyük oranda ilk dönem Rus arşiv belgelerine dayanan bu kapsamlı çalışması, Kiev ve İstanbul arşivlerinde de sürdürdüğü uzun araştırmalarının bir neticesi. Temel olarak, Rusların Türkistan coğrafyası ve Avrasya steplerine yayılması ve kolonizasyon faaliyetlerini ayrıntılarıyla tartışan Türkistan ve Avrasya Steplerinde Rus Yayılmacılığı başlıklı kitabı, Türk tarihini ve modern Türk dünyasının oluşumunu da yakından ilgilendiriyor.
 
Rusların XV. yüzyıl sonundan itibaren “Moğol/Tatar boyunduruğu”ndan kurtulması ve steplerden gelebilecek yeni bir “kasırga”ya bir kez daha tutulmamak için ”vahşi stepler’i itaat altına alma süreci, Rus İmparatorluğu’nun genişledikçe değişen yönetme biçimlerini de ortaya koyuyor. Kırım Tatarları, Kazan ve Astrahan (Tatar) Hanlıkları, Nogaylar, Kazaklar, Kalmuklar, Oyratlar, Mangıtlar, Kumuklar, Çeçenler, Darginler, Mariler, Çuvaşlar, Udmurtlar, Maverâünnehir Hanlıkları, Özbekler, Gürcüler, nihayetinde Osmanlılar, İranlilar, Lehler, Litvanyalılar ve Habsburglar gibi çok sayıda yerel ve bölgesel aktörün ve imparatorluğun sahneye girip çıktığı, coğrafyalar arası ve asırlara uzanan bir rekabetin Moskova (ve bilahare St.Petersburg) merkezli izlerinin sürülebileceği, sürükleyici bir tarih yolculuğu vadeden kitap, ayrica “sınır”, “sınır bölgesi” ve “nüfuz alanı” gibi tarihi-siyasi kavramları da Rus İmparatorluğu'nun üzerinde hakimiyet kurduğu halklanın “medenileştirilmesi” projesinde nasıl işlevsel bir ideolojiye dönüştürdüğünü tahlil ediyor.