Türkiye Üzerinden Yasadışı Göç resmi

Stok Tükendi

Türkiye Üzerinden Yasadışı Göç

Yazar: Yakup Barokas
Barkod: 9786257940917
Üreticiler: Edebiyatist
Stok Sayısı: Stokta Yok
Basım Tarihi: 2-2022
Baskı Sayısı: 1. Basım
Sayfa Sayısı: 136 Sayfa
Ağırlık: 132,00 Gram
Boyut: 13,50 (en) x 19,50 (boy)
Cilt: Ciltsiz
Kağıt: 2. Hamur
Basım Yeri: İstanbul - Türkiye
Basım Dili: Türkçe

36,00 TL
30,60 TL

Avrupalı Yahudilerin, Nazi soykırımından kaçarken bu amaçla kullandıkları deniz araçları genellikle gemi adı dahi verilemeyecek küçük yük gemileri, mavnalar hatta kayıklardı. Seyahat, genellikle son derece güç, insanlık dışı ve tehlikeli koşullarda yapılmaktaydı.

Filistin’e gitmek üzere Bulgaristan’ın Varna Limanı’ndan yola çıkan, çoğu batan veya batırılan gemilerden biri de Salvador’du… 352 yolcu taşıyan Salvador Gemisi 1940 yılının 12 Aralık günü Silivri açıklarında şiddetli bir fırtınaya yakalandı. Cambaz Burnu önünde kayalara çarparak battı. 127 yolcu azgın dalgalar arasında boğularak ya da donarak yaşamını yitirdi, 103 kişi kayboldu… Ölenlerin 70’i çocuktu... Aradan 64 yıl geçtikten sonra Salvador Gemisi kurtulanlarından beş kişi anılarını tazelemek üzere olay yeri Silivri’ye geri döndü. Kitapta, Nelly Barokas’ın olayın canlı tanıklarıyla 2004 yılında gerçekleştirdiği söyleşilere de yer veriliyor.

İtalya’nın İkinci Dünya Savaşına girmesiyle deniz yolu da kapanınca yeni yolların aranması gerekiyordu. Tek kaçış yolu olarak Türkiye üzerinden Suriye kalmıştı.

İkinci Dünya Savaşı yıllarında ve öncesinde, milliyetçi akımların çok güçlendiği Türkiye’de, Nazilerden kaçmaya çalışan Avrupa Yahudilerine yardım amaçlı her türlü girişim dahi düşmanca bir davranış olarak nitelendirilmekteydi.  

Yakup Barokas incelemesinde, göçe yardımcı olan gençlerin ülke içi örgütlenmelerini, keza Filistin’den gelen Yahudi temsilcilerin kimi zaman devletin bilgisi dâhilinde sürdürdükleri kurtarma çalışmalarını tanıkların anlatımlarıyla aktarıyor.

“Türkiye Üzerinden Yasadışı Göç” adlı tarihsel incelemede, Yahudi göçmenlerin kurtarılmalarına yönelik engelleyici, kimi zaman da insancıl ve savaşın gidişatına göre değişkenlik gösteren Türkiye’nin tutumu da sergileniyor.13