Yüksek lisans programına kabul edilmesinin idari bir hata olduğunu düşünen başarılı bir öğrenciden, aslında işinin gerektirdiği niteliklere sahip olmadığını sanan üst düzey bir yöneticiye kadar pek çok başarılı kadın, sanki tüm başarıları bir tesadüfmüş veya bir yanlışlığın sonucuymuş gibi hissederek bunları tam anlamıyla benimseyemiyor.

İmposter (sahtekârlık) sendromu denilen bu durum, sadece kadınlara özgü olmasa da kadınlar bununla daha fazla mücadele ediyor. En ufak hataların üzerinde fazlasıyla durma, yapıcı eleştirileri bile yetersizliğe dair kanıtlar olarak görme ve başarıyı beceriye değil, şansa bağlama gibi eğilimlerle kendini gösteren bu durum nedeniyle kadınlar, çoğu zaman farkında olmadan kendilerini aşırı mükemmeliyetçilik, fazlasıyla hazırlık yapma, geri planda kalma, yeteneklerini ve fikirlerini paylaşmaktan kaçınma ya da önemli projeleri tamamlayamama gibi davranışlarla sabote edebiliyorlar. 
Valerie Young, yıllar süren saha araştırmaları sayesinde bu kadar çok başarılı kadının neden böylesine ezici bir şüphe duygusuyla yaşadığını ortaya çıkarıyor. Derinlemesine analizleri, etkili önerileri ve gerçek hayattan örnekleri harmanlayarak kadınların uzun zamandır aradığı çözümleri sunuyor.