“1974 yılında, iki yüz binden fazla Kıbrıslı Rum'un yerinden edildiği, binden fazla insanın kayıp olduğu savaş ortamında kiliseler, manastırlar, müzeler ve arkeolojik alanlar tahrip edilmiş ve kökenleri yüzyıllar öncesine uzanan kutsal eserler yağmalanmış; düzinelerce fresk, binlerce ikona, sikke, şamdan, haç, mozaik ve İncil gibi paha biçilmez antikalar kaçırılarak dünyanın dört bir yanındaki yatırımcılara satılmıştı.
Elinizdeki kitabın yazarı Tasoula Hadjitofi, o tarihlerde henüz bir çocuktu, ailesi Hollanda’ya sığındı. Tasoula, yıllar içinde orada başarılı bir girişimci; hatta Kıbrıs'ın Fahri Konsolosu oldu. Şaibeli bir sanat simsarının Kıbrıs kiliselerinden çalınmış ikonaların satınalınmasını teklif etmesiyle bir iş insanı, kadın, anne olmanın yanında tarihî eserleri yağmalayan hırsızları ortaya çıkarmak ve kültürel mirası vatanına geri getirmek için çalışan bir İkona Avcısı’na dönüştü.
20 yıl boyunca yeraltı dünyasının karanlık insanlarını karşısına alma pahasına her şeyini ortaya koyan Tasoula, 1997’de, kaçakçılığın arkasındaki beyin olduğuna inanılan Aydın Dikmen’in Almanya’daki evine yapılan baskını yönetti. II. Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa tarihinin, sanat eseri kaçakçılığına yönelik en büyük gizli operasyonlarından biri olan “Münih Davası”na öncülük etti.
Tasoula Hadjitofi'nin (Kathy Barrett ile birlikte yazdığı) anı kitabı İkona Avcısı’nda, savaş, casuslar, sanat, akıl oyunları, “kendisini Rembrandt’ın soyundan geliyormuş gibi gösteren” simsar Michel van Rijn ve diğerlerinin yürüttükleri yeraltı ticareti, yasal boşluklar, polis, kurumlar arası çekişme, küresel siyaset, açgözlü müzayede evleriyle mücadele, din, aile… her şey var. Bittikten sonra bile yüreğinizde uzun süre yankı bulacak güçlü bir kitap.” Atila Tuygan