Ne geçmişe ne de bugüne ait olan bir hayalete dönüşmek istemiyorsanız duvardaki antika saatlerin sesine kulak verin: “Tik-tak, tik-tak, kahve birazdan soğuyacak!”

Tokyo’nun ara sokaklarından birine gizlenmiş olan kafe Funiculi Funicula, lezzetli kahvesi ve dost canlısı müdavimleriyle gurur duymaktadır.

İçeri girip etrafınıza bakındığınızda en hafif tabirle “sıradan” olarak niteleyeceğiniz bu yerin kolaylıkla tahmin edilemeyecek bir hizmeti daha var: Zamanda yolculuk. Ancak bu, o kadar da kolay değil çünkü bu muhteşem fırsatı değerlendirmek isteyenlerin uyması gereken bazı kurallar var... Pişmanlık, özlem ve şansı varken dillendiremediği sözleri söylemek hasretiyle yanıp tutuşanlar doğru sandalyeye oturmalı, onlara ikram edilen kahveyi kabul etmeli ve en önemlisi, kahveleri soğumadan önce şimdiki zamana geri dönmeliler.

Toshikazu Kawaguchi’nin heyecan verici ilk romanı Kahve Soğumadan Önce'nin ardından yayımlanan bu devam kitabında, kızını kendi çocuğu gibi büyüttüğü “en iyi dostunu” arayan bir adam, annesinin cenazesine katılamayan bir oğul, evlenemediği kızı görmek için zamanda yolculuk yapan bir âşık ve üstesinden geldiği onca zorlu vakaya rağmen kendi karısını kurtaramayan yaşlı bir dedektifle tanışıyoruz.

Hoş anlatımıyla içinizi ısıtacak Kafeden Hikâyeler, geçmişin şimdiki zamana nasıl hükmedebileceğini ve sevdiklerimizi (belki de son
bir kez) görebilmek için ne kadar ileri gidebileceğimizi konu ediyor.