Konuşmaya ruh veren en önemli unsur, duygularınızın dışa yansımasıdır. Konuşma denilen eylem; gönülde pişer, beyinde biçimlenir ve ağızdan dışarıya yansır. Bu sebeple, konuşmamızın içimizleolan ilgisi hertürlü unsurun üzerindedir. Parlak sözler, cilalı kelimeler, abartılı beden hareketleri yerine sözlerin içten gelmesi çok daha önemlidir. Her ne kadar iletişim çoğu zaman kelimelerle sağlanıyorsa da kelimeler, gerçek bir iletişim için asla yeterli değildir. Beden dili de bu anlamda çokönemli olmakla birlikte o da yetersiz kalacaktır. İletişimin gerçek boyutu duygularda gizlidir.Anlaşmanıngerçekzemini duygulardır. Herşey,sizin içten bir tavır sergilemenize bağlıdır. İletişimdeki tavrınız ve seçtiğiniz kelimeler, eğer gönlünüzün en derin kıvrımlarından çıkıp geliyorsa, karşınızdaki insan, sizden mutlaka etkilenecektir. Bu noktada, iyi niyetli olmak son derece önemlidir. İyi niyet, içtenlik ve gayret karşımızdaki en sert insanları dahi yumuşatır ve iletişim kapılarını sonuna kadar açar. Bütün bunlar başarılırsa, belki de bu denli çok konuşmaya ihtiyaç kalmayacaktır.