"Kadehten küçük bir yudum alınıp dilin üst arka tarafında damak boşluğunda hapsedilir. Kadeh yerine bırakılıp sağında duran su bardağı alınır ve hapsedilmiş olan rakı bu suyun yardımıyla boğazdan aşağı gönderilir. Ardından hemen bir küçük lokma mezeyle ağıza yeni bir lezzet tanıştırılır. Bu işlem öyle muntazam aralıklarla devam ettirilir ki saatte bir tek ya da bir buçuk tek rakı içerek ve sarhoş olmadan bol sohbetli iyi bir gece geçirilerek kalkılabilir. Zaten dem erbabının uzun süre içip de aynı dozda çakırkeyiflikle sarhoş olmadan o masaya paylaşanlarla birlikte hayattan keyif almasının sırrı buradadır. Yukarıda anlatılan erbabın içtiği şekildir. Şimdi yeni yetişmeler ve yabancılar, rakıyı yalnızca aperatif içki olarak alanlar bol sulu rakı bulunan kadehten bir küçük yudum alıp yutmaktadır. Zevk alıyorlarsa kime ne? (...) Rakı masasından nasıl kalkıldığı çok önemlidir. Davranış biçimindeki gevşeme dozuna ve sırasına göre keyif, çakırkeyif, vilisisipit, sarhoş, yüklü, paşazom, zom, küfelik olarak kalkılabilir." Bir ehl-i keyfin çilingir sofrasındaymış gibi yudum yudum okunarak tadına varılacak bir kitap.