Sanat ve estetik tanımlarını "güzellik" ve "gerçek" kavramları üzerinden tartışarak başlayan Çoğul Estetik, varlık ve imge arasındaki ilişkiyi, sanat ve hakikat ilişkisini, temsil etmenin sorunlarını, farklı toplumlardaki estetik farkların kültürle ve zaman-mekân algısıyla ilişkisini inceliyor. Batılı ve Batı-dışı kültürlerin temel farklılıklarını irdeleyen kitap, aynı zamanda bu farklılıkların birbirlerini nasıl etkilediklerini ve sonuçta nasıl tekrar birleşen zıtlıklar oluşturduklarını gösteriyor. Jale Nejdet Erzen, belki tam da bu nedenle, sanata çok farklı açılardan yaklaşılabileceğini ve bunların hepsinin belli bir hakikat payı taşıyabileceğini savunuyor: Sanata dair ayırt edici niteliğin, heyecan ve tutkunun da, ancak bu "çoğulluk" ile anlam kazanabildiğine işaret ediyor.