İsmail'in dedesi bahçelerindeki ağaçları budadı. Kestiği dal parçalarını kapılarının önüne yığdı. İşte yığını görünce bize gün doğdu. Nasıl mı? Hepimiz bir dal kaptık. Bir anda koca dal yığınını, sokağın arkasındaki arsaya taşıdık. Ağaçtan bir mağara yaptık, içine girdik. İsmail, Bahar, Önder, Cemal, Ebru, Sevin, Işıl, Sermet ve Didem... Bir şarkılar söyledik, bir şarkılar söyledik ağaçtan mağaramızın içinde, sesimize dallar dayanamadı, mağaramız güpür diye başımıza çöktü..