Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’in ofisindeki sakin bekleyiş sürüyor. Rumsfeld’in yanında Pentagon’un iki numarası Paul Wolfowitz, ABD Kongresi’nin Cumhuriyetçi kanadından bir temsilci ve 5-6 askeri ve sivil danışman var. Herkesin kulağı Ankara’dan, TBMM’deki tezkere oylamasından gelecek sonuçta. Odada olumlu bir hava esiyor. Herkes “Türkler bizi bu konuda epey uğraştırdı ama sonunda oldu” düşüncesinde.
Sonunda sakin atmosferi çalan telefon bozdu. Telefon, Ankara’daki büyükelçilikten geliyordu. Arayan yetkili, tezkere oylamasının sonuçlandığını ve 250 ret oyuna karşılık 264 kabul oyuyla tezkerenin kabul edildiğini söylüyordu. Bir anda herkesin yüzü güldü, birbirlerini kutlamaya başladılar.
Türkleri ikna etmeyi başarmışlardı... Tüm gözler, zafer kazanmış bir komutan edasıyla tebrikleri kabul etmekte olan Paul Wolfowitz’deydi.
Odadaki zafer havası çalan telefonla bozuldu sonra. Arayan yine Ankara’ydı ve kesin sonucu açıklıyordu:
“Teknik bir konu ama kabul edilmedi...”
Derin bir sessizlik yaşandı o an. Pentagon’un bir başka köşesindeki ofisinden gelişmeleri izleyen yetkili, haberi alır almaz telefona sarıldı ve bir Türk “arkadaşına” aynen şöyle bağırdı: “Söyle onlara, bize üç darbe borçları vardı! Böyle mi ödenir bu borç?”