"Olmasından korktuğu ve olacağı önseziyle anladığı şeylerin hepsi gözünün önünde bir bir gerçekleşiyordu. Esrarlı adam da Yakov Petroviç gibi paltosunu, şapkasını çıkarmadan karyolanın kenarına oturmuş, gözlerini kısarak hafifçe gülümsüyor, Goladkin’e dostça başını sallıyordu. Goladkin bağırmak istedi-sesi çıkmdı. Bir şeyler yapmak, karşı gelmek gereğini anlıyor ama yapamıyordu. Saçlarının başında dikleştiğini hissetti ve olduğu yerde kendini kaybetti. Yol arkadaşını tanımıştı: Bu adam kendisi, yani Yakov Petroviç Goladkin’den başkası değildi! Başka bir Goladkin olduğu halde tıpkı onun gibiydi, kısacası, her bakımdan onun eşiydi..." Usta çevirmen Nihal Yalaza Taluy’un çevirisiyle yeni bir değer kazanarak dilimize yeni bir değer kazanarak dilimize aktarılmış olan bu güzel ve gizemli romanı, Dostoyevski hayranlarının severek ve etkilenerek okuyacağına inanıyoruz.