Fikriye Hanım, Gazi Mustafa Kemal Paşa için bazen bir gerçek bazen bir masaldır. Genellikle masallar hep mutlu sonuçlanır. Ama bu sadece masallarda böyledir.
Bir yalnız adam, Çankaya Köşkü’nün o zamanki Ankara’nın bütün güzelliklerini gören balkonundadır. Bir ağustos sabahıdır.
Güneş kendine has sükûneti içinde yavaş yavaş doğmaktadır. Bu yalnız adam, derin düşünceler içinde kâğıdı kalemi eline alır. Erkenden kendisini terk edip giden, onarılmaz acılar içinde bırakan, adını unutamadığı bir kadının arkasından yazmaya başlar. Yazdıkları bir şiir değil, bir ağıttır.
Bir hüzün gibi geldi geçti hayalimden,
Şikayetçi olmadı yorgun başımdan,
Bambaşka bir lezzetti sunduğu kahve fincanından,
Kaybolup gitmesi mümkün değil sızlayan vicdanımdan.