İhvan-ı safa Risaleleri’nin bu cildinde değişik yönleriyle Cisimsel-Doğal Bilimler üzerinde duruluyor. Doğal bilimlerin kendi ilgi ve çalışma alanları dahilinde olduğu ifade edilerek, bu bilimlerin temelini, madde, suret, hareket, zaman, mekân ve bunların birbiriyle ilişkisinin oluşturduğu hatırlatılıyor. Birinci risalede, sözü edilen bu beş temel unsur değişik açılardan ele alınıyor. “Ahlakın olgunlaştırılması konusunda sema ve âlem” adını taşıyan ikinci risale, hava, ateş, toprak ve su gibi kadim felsefede evreni oluşturduğu düşünülen dört ana unsur (anasır-ı erba’a) üzerinde duruyor. “Oluş ve bozuluş” adını taşıyan üçüncü risalede, ay altı âlemdeki doğal cisimler, bunların sayıları, düzenleri gibi konular ele alınır. Burada cennet ve cehennemin mahiyeti hakkında ilginç yaklaşımlar sergilenirken, cennetin ruhlar âlemi olduğu, cehennemin ise devamlı oluş ve bozuluşa uğrayan ay altı alemdeki cisimler âlemi olduğu iddia ediliyor. Meteoroloji üzerine olan dördüncü risalede meteorolojik olaylar, özellikle sıcaklık ve soğukluk değişik yönlerden ele alınıyor. Maddenin oluşumunu ele alan beşinci risalede, maddeyi oluşturan, tasarlayan ve biçimlendiren gücün Tanrı olduğu hatırlatılmaktadır. Altıncı risalede tabiatın mahiyeti üzerinde durulmuştur. Bitkilere ayrılan yedinci risalenin amacı, bitki cinslerini, onların yaratılma ve gelişme niteliklerini göstermek, yine onların şekil, renk, tat ve koku açısından çeşitli türlere ayrılmasının sebeplerini; yapraklarının, çiçeklerinin, tohumlarının, çekirdeklerinin, büyümelerinin, köklerinin, dallarının ve gövdelerinin farklı olmasının sebeplerini ortaya koymaktır. Sekizinci risale, doğal cisimlerden sayılan hayvanlar, hayvan türleri ve yaratılış şekillerine tahsis edilmiştir. Dokuzuncu risale, insan bedeninin oluşum ve gelişim serüvenini ele almaktadır. Bu risalenin amacı, canlıların cinslerini, kaç çeşit olduklarını, görünüş ve tabiatlarının farklı farklı oluşlarını açıklamaktır. Duyu ve duyum konusuna ayrılan onuncu risalede, duyu organları ve fonksiyonları üzerinde durulmakta; bilgi kaynakları üçle sınırlanarak bunların, beş duyu, akıl ve burhan yolu olduğu anlatılmaktadır. Spermin ana rahmine düşmesine ayrılan onbirinci risalede, yedi yıldızın nutfeye (sperm) ve cenine etkilerini adım adım, ay ay anlatılmaktadır. İnsanın küçük evren olduğu tezinin işlendiği onikinci risalede, insandaki bütün özelliklerin evrende var olduğu iddia edilerek bire bir karşılaştırmalar yapılmaktadır.