Bir yerlere bir yerlerden müdahale etme amacı, bu sözlüğün oluşturulmasındaki temel motivasyon kaynağımdı belki, ama tek kaynak değildi. İletişim üzerine bunca çok lafın edildiği, basın-yayın okullarının “iletişim fakülteleri”ne dönüştürüldüğü, işleri iletişimin şu ya da bu yönüyle ilgili insanların devasa sayılara ulaştığı bir ülkede, laf ve eylem üretmede yol-iz gösterici temel metinlerden yana bunca fakir olmaya, entelektüel ve mesleki ilgilerim bakımından gönlüm hiç razı değildi. Bu düşünceler çerçevesinde, metnin tamamlanmış haline baktığım zaman, tüm eksiklerine karşın “İletişim Sözlüğü”nün bu fukaralığın giderilmesi yolunda Türkiye’deki ciddi ilklerden olduğunu söyleyebiliyorum. Ayrıca iletişimin tüm entelektüel etkinlikleri kesen mahiyetinden dolayı, diğer pek çok alanda; toplumbilimde, psikolojide, siyaset biliminde, felsefede, hatta ekonomide ter akıtanların da bu sözlükte kendileri için bir şeyler bulabileceklerini sanıyorum.