“ ‘Şefaat ya resullulah’ niyazından uyarlandığını herkesin anlayacağı bu slogan, İslamcı menşeli liberal-muhafazakar siyaset pratiğinin bir hicviyesidir. İnşaat sektörü, AKP iktidarının ekonomi-politiğini çözümlemek için kilit bir alan. Onun politik mitolojisini anlamak için de öyle...”
“Ülkenin şantiyeye dönmesi”, nicedir, gururla söylenen, göğüs şişiren bir politik mecazdır. Birçok başka sektörü canlandıran etkisiyle büyük bir iktisadi kıymet biçiliyor inşaata; bütün ekonominin bütün ayıplarını giderecek bir sihirli kuvvet gibi bakılıyor. Dahası, kalkınmanın, refahın, zenginliğin simgesi olarak, bir fetiş kıymeti taşıyor. Bir zengin sınıfının yaratılmasında ciddi payı olduğu, zaten aşikar!
Elinizdeki derleme, inşaat ‘olayını’ birçok cephesiyle ele alan makaleleri bir araya getiriyor. İnşaatın rant dağıtımından korporatizme uzanan ekonomi-politik hikmeti... Mülkiyetten büyümeye halelenen “manevi”-psikolojik hikmeti... Cami mimarlığı, “kubbe” imgesi...
“Büyüklük” tutkusu... İnşaat projelerinin şehir-toplum-insan tasavvurlarıyla alakası... İnşaatçılığın mesleki şehveti ve “Şantiyeler kralı” Ali Ağaoğlu... Depremlerin öğretemediği...
Mehmet Atlı, Osman Balaban, Tuncay Bilecen, Tanıl Bora, Ayşe Çavdar, Erbatur Çavuşoğlu, İhsan Eliaçık, Neşe Gurallar, Sinan T. Gülhan, Mehmet Penbecioğlu, Özgür Taburoğlu ve H. Bahadır Türk’ün yazılarıyla