Açıklık ve doğruluk (hakikat), yaklaşık aynı anlama geliyormuş gibi pek sık olarak yan yana söylendiği işitilen sözcüklerdir. Gelgelelim, birbirinden apayrı içerikleri niteler bunlar! Doğru’nun açık olduğu seyrek, pek seyrek, açık’ın doğru olduğu daha da seyrektir. Doğru hemen her zaman karmaşık, karanlık ve çokanlamlıdır; her sözcük özellikle “açık söz” doğru üzerinde uygulanan bir zorbalıktır.
“Açıklık” her zaman için zorba nitelik taşır, çokyönlü olanı sadeleştirmeye, doğal olanı anlaşılır, hatta akla uygun kılmaya yönelik zorbaca bir girişimdir. Açıklık, özdeyişlerde bir erdemdir; özdeyişlerdeki cümleler sevimlidir, değerlidir, eğiticidir, espri yüklüdür, anlamlıdır; ne var ki, asla bir doğruluğu içermezler, çünkü her özdeyişin tersi de doğrudur.
Bozkırkurdu’ndan Boncuk Oyunu’na yazını süreğen bir iç yolculuk çizgisinde okunabilen Hermann Hesse, politikadan kültüre, kitaplardan sevgi, mutluluk, ölüm temalarına açılan “palet”iyle özlü düşüncelerini bir araya getirdiği bu kitabında izlenimci bir ressam yalınlığıyla sesleniyor okura.