İnsancıklar; Avrupalılar’ın bakış açısıyla, Devrim öncesindeki Rus’u simgeleyen Dostoyevski’nin ilk romanı olmasının yanı sıra yazarını dünyanın en iyi yazarlarından biri olmaya götürecek yolun da ilk adımı... İnsanın dramı romanlarında ağırlıklı bir yer tutan Dostoyevski, bu romanında ‘büyük insanlık’ın acılarının izini sürüyor ve sadece mektuplardan oluşmuş bu yapıtına koskocaman hayatlar sığdırıyor. Mektuplarda adı geçen her bir karakter, okura, büyük insanlığın iç dünyasını yansıtırken, bir yandan da, küçük, silik insanın bir romana nasıl taşınabileceğinin de ustaca bir örneğini veriyor... İnsancıklar; Devrim öncesi Rusya’yı ve Dostoyevski’yi tanımak için başvurulacak övgüye değer bir yapıt.