İran ve 1. Dünya Savaşı

İran ve 1. Dünya Savaşı

Büyük Güçlerin Savaş Alanı
Barkod: 9789753332514
Stok Sayısı: 1
Basım Tarihi: 11-2010
Baskı Sayısı: 1. Basım
Sayfa Sayısı: 240 Sayfa
Ağırlık: 310,00 Gram
Boyut: 15,00 (en) x 21,00 (boy)
Cilt: Ciltsiz
Kağıt: 2. Hamur
Basım Dili: Türkçe

145,00 TL
116,00 TL

Rus ve İngiliz karşıtı duygular eninde sonunda bazı İranlı Demokratların Almanları uygun müttefik olarak görmelerine yol açtı. Aralık 1914’te toplanan Üçüncü Meclis’te 136 vekilden 30’u Demokrat Parti’liydi. Demokratların Alman yanlısı faaliyetleri, İran’daki işgal kuvvetlerinin sayısını artırmaya karar veren İngiliz ve Ruslarca güvensizlik ve korkuyla karşılandı. Durum öylesine acil bir hal aldı ki, Tahran’ın 160 kilometre kuzeybatısındaki Kazvin’de konuşlandırılan Rus askerleri, başkenti işgal tehdidiyle Tahran’a doğru yürüyüşe geçti. 30 Demokrat vekil, bazı gazetecilerin ve nüfuzlu İtidali siyasetçilerin eşliğinde, "uzun yürüyüşü" başlatarak, ilkin Komite-i Defa’i Milli’yi kurdukları Kum’da durdular; derken Kaşan’a çekilmek zorunda kaldılar; en sonunda tutunmayı başardıkları Kirmanşah’a yerleşerek, "İran Geçici Hükümeti" adını aldılar. İttifak Devletleri’nin resmen tanıdığı, bu bakımdan İran’ın tek meşru hükümeti olan Geçici Hükümet, İngilizlerin artan baskıları karşısında direnemedi. 1916’da Kirmanşah Rus kuvvetlerine teslim oldu ve Geçici Hükümet sona erdi. [...] Pantürkist ve Panturanist duygulardan esinlenen Osmanlılar, Azerbaycan’daki İtilaf kuvvetlerine karşı yeni bir cephe açtı. Bunun dolaysız sonucu, Azerbaycan’ın I. Dünya Savaşı’nın önemli savaş alanlarından birine dönüşmesi oldu. Askerî stratejilerinin bir parçası olarak Ruslar, İngilizler ve Osmanlılar, hepsi ayrı ayrı, bölgedeki farklı etnik ve dinsel gruplar arasındaki mevcut düşmanlıkları kışkırtmayı amaçlayan siyasetler izlediler. Kürtler, Nasturiler, Ermeniler ve Azeri Müslümanlara bağımsız devlet kurma sözleri verildi. Anayasal Devrim mücadeleleri sırasında (1905 - 9) Azerbaycan, reformcu meşrutiyetçiler ile tutucu monarşistler arasında bölünmesine karşın, gene de Müslüman Azerilerin Hıristiyan Gürcü ve Ermeni gönüllülerle ortak dava uğruna ittifak kurmaları mümkün olmuştu. Artık, yabancı manipülasyonları sayesinde, Azerbaycan çeşitli aşiretlerin ve toplulukların önderlerinin İttihad-ı İslam sancağı altında ümmet - i İslam’ı oluşturma mücadelesinde birleştiği "bölünmüş bir toprak" haline gelmişti.