İstanbul’da Bir Zürafa

İstanbul’da Bir Zürafa

Yazar: Sunay Akın
Barkod: 9789944887595
Stok Sayısı: 4
Basım Tarihi: 2-2020
Baskı Sayısı: 30. Basım
Sayfa Sayısı: 166 Sayfa
Ağırlık: 170,00 Gram
Boyut: 13,00 (en) x 19,50 (boy)
Cilt: Ciltsiz
Kağıt: 2. Hamur
Basım Yeri: İstanbul - Türkiye
Basım Dili: Türkçe

84,00 TL
63,00 TL

II. Mahmut’un tahtta oturduğu 1823 yılında, İstanbul Limanı’na yanaşan bir gemiden indirilen yükler arasında, bir de zürefa vardır. Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın padişaha armağan olarak gönderdiği zürefa, kendisini ilk kez gören İstanbullular’ın şaşkın bakışları arasında Çinili Köşk Meydanı’na getirilir. Zürefa, padişahın 27 Kasım günü buyurduğu fermanla görücüye çıkar. Hayvanın ağaçların yapraklarını yiyişi hayranlıkla izlenirken, Habeş Ahmet Ağa hazırladığı senaryoyu başlatmak üzere bağırır: "Zürefa müteyemmen ve mübarek bir hayvandan çok korkan Abdi Bey’e doğru bakarak şunları söyler: "Haydi, Müslüman olan gelsin, zürefayı şöyle bir gezdirelim. Kim bu hayvanı gezdirirse cennete gidecektir." Padişahın memuldür sözü üzerine kendini eller üstünde bulan Padişahın Küpeli Çavuşu Abdi Bey, zürefanın üstüne oturtulur. Abdi bey’in yalvarmalarından, yakarmalarından korkan zavallı hayvan huysuzlanarak İshakiye Köşkü’ne doğru koşmaya başlar. Bu sırada Abdi Bey’in padişaha seslenişi duyulur: "Ahret hakkını helal eyle efendimiz. İlk menzilimiz ecel beşiğidir. İşte bindim gidiyorum. Elveda." Büyük olasılıkla "Bindim bir alemete gidiyorum kıyamete" sözü zürefa sırtındaki Abdi Bey tarafından söylenmiştir...