1922’deki büyük yangın, İzmir’in tarihinde önemli bir kırılma noktası oluşturur. Bu olay, 19. yüzyıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun en ihtişamlı şehirlerinden biri sayılan İzmir’i karanlık bir unutulma dönemine hapseder. Yine de, bu parlak liman şehri kendi küllerinden yeniden inşa olmayı başardı. Elinizdeki kitap, daha çok bu yangından önceki İzmir’i, yani Osmanlı İzmir’ini inceliyor. Tabii, İzmir’i İzmir yapan kentlileri esas alarak: Müslüman halk için burası, nüfusun büyük bir kısmı Hıristiyan ya da Yahudi gayrimüslimlerden oluştuğu için "gâvur İzmir"dir. Avrupalılar içinse, süregelen entelektüel yaşamın yoğunluğu nedeniyle "Doğu’nun küçük Paris’i"... Bu kozmopolit yapı içinde Ortodoks ve Katolik Hıristiyanlar, Yahudiler ve Müslümanlar Avrupa’ya doğrudan açılan bu ticaret kentinde hoşgörüleri, yeniliğe açıklıkları ve sanat sevgileriyle, hep birlikte yaşadılar. Marie-Carmen Smyrnelis’in derlediği ve İzmir’in kozmopolit zenginliğini ortaya çıkaran bu çok yazarlı kitap, 1830-1930 yılları arasında, İzmirlilerin hikâyesini anlatıyor.