Samantha McAllister tıpkı sınıfındaki diğer popüler kızlar gibidir. Ancak düzleştirdiği saçlarının ve ustalıkla yapılmış makyajının altında arkadaşlarının asla anlamayacağı bir sır gizlidir: Sam OKB’lidir ve durduramadığı karanlık düşünceler ile endişeler onu yiyip bitirmektedir.
Her hareketi, düşünceyi ve kelimeyi sorgulamak günlük yaşamını bir mücadeleye dönüştürür ve ilk yanlış kıyafet seçiminde, yanlış öğle yemeğinde ya da yanlış aşkta arkadaşlarının kötü niyetli insanlara dönüşmesi de ona yardımcı olmaz. Fakat Sam okulun en popüler kızlarından uzaklaşmanın tamamen delilik olduğunu bilir. Bu yüzden Caroline’la tanıştığında, komik espriler yapan ve demode görünen arkadaşını tıpkı haftalık psikiyatrist ziyaretleri gibi onlardan saklamak zorunda kalır.
Caroline Sam’e gizli bir oda ile okulda görmezden gelinen dışlanmış kişilerin yer aldığı, birbirine kenetlenmiş bir gruptan oluşan Şairin Köşesi’ni gösterir. Sam gruptakilerle, özellikle de şiir yazmakta yetenekli, gitar çalan bir çocukla kısa sürede yakınlaşır ve kendisinin yepyeni bir yönünü keşfeder. Yavaş yavaş, popüler bir kalabalığın bir parçasıyken hiç tecrübe etmediği kadar “iyi” hissetmeye başlar… ta ki akıl sağlığını ve değer verdiği her şeyi sorgulayacak yeni bir neden bulana kadar.
“Çok hayatın içinden bir öykü… okurlar heyecandan yerinde duramayacak.”
Publishers Weekly
“Tamara Ireland Stone kendi sesini, kelimelerin gücünü ve doğru arkadaşlığı bulmakla ilgili muhteşem ve etkileyici bir hikâye yazmış. Her bir kelimesini okuyup bitirene kadar elimden bırakamadım.”
Elizabeth Eulberg
“Muhteşem, cesur ve güzel.”
Kathleen Caldwell
“Aşk, gerçek arkadaşlık, kendinden şüphe etme ve kendine güven, engelleri aşma ve gerçekten kendini bulmayla ilgili sürükleyici bir hikâye.”
Melanie Koss
“Seveceğiniz karakterlerle dolu ve kalbinizi kıracak bir hikâye. Okurlar sayfaları art arda çevirmek ve her bir kelimesini okumak isteyecek. Ve bunu tekrar tekrar yapacaklar.”
Marianne Follis