Hepimiz bir şeyler biriktirmek için yaşarız. Üzüntü, mutluluk, aşk, acı, mal, mülk, dostluk, …
Bunların hepsi gün gelir bizi terk eder. Oysa zaman içinde bizi asla terk etmeyecek ve bizimle birlikte yaşamaya devam edecek olan iki şey vardır; tecrübe ve bilgi. Hayatın kıymetini gerçekten anlayanlar, tecrübenin iyi veya kötü olmasına değil temiz olmasına önem verirler. Fakat ne var ki bilgi farklıdır, çünkü o bir kez kirlendi mi çok zor temizlenir.
İki yılı aşkın bir süredir üzerinde çalıştığım ve gerçek bir hayat hikâyesinden yola çıkarak kaleme aldığım Şarlatan, ilk başta size ilginç bir macera-felsefe romanı ya da içine aşk düşmüş karanlık bir yetişkin kitabı gibi gelebilir. Oysa bu kitap ben de dahil birçok kişi için sadece bir dönüm noktası. Bahsi geçen karakterlerin yaşadıklarını tam olarak anlayabilmek ve ölümden sonraki yaşam ile ilgili keşfettiklerimi size olduğu gibi aktarabilmek adına birçok araştırma yaptım. Bu süre zarfında bilimadamlarıyla sohbetlere katıldım, dünyanın yedi farklı şehrini yedişer gün dolaştım, astral yolculuğa çıktım ve tanımadığım insanların evlerine misafir oldum. Bazı günler hellebore bitki köklerini dilimin altına koyup hızla kanıma karışmasını beklediğim ve daha derinlere inebilmek için defalarca hipnoz yaptırdığım da doğrudur.