Şerif Mardin… Sosyolog, tarihçi, entelektüel…Bağımsız ve aykırı bir kişilik…Herhangi bir grup ve çevreyle kolayca örtüşmeyen söylemlerin sahibi. Yıllar içinde, çevresindeki hiçbir yörüngenin cazibesine kapılmadığından kendine ait bir dil ve okunmaya değer derinlikli bir dünya inşa ediyor.
Şerif Mardin’in çalışmalarına baktığımızda öncelikle teorik bir çerçe¬ve¬nin nasıl kurulacağını ve sonra toplumla ilgili metodolojik bir birikim ha¬linde genişleyen soruların nasıl sorulacağını tespit ediyo¬ruz. Mardin’in sis¬temli eleştirileri sıkı bir metodoloji üzerinden git¬mektedir. Hem eleş¬tirel olabilmek, hem bir metodolojiye sâdık kal¬mak ve buradan da özgün bir “söylem” üretebilmek kuşkusuz sosyal bilimler için ideal çer¬çeve sa¬yıl¬malı¬dır. Şerif Mardin’in değişik dö¬nemlerde yazdığı kitapların, bir ara¬ya getiril¬diğinde bir bütünlük arz etmesi bu sebepledir. Onun me¬todolo¬jisinde Mer¬kez-Çevre ilişkileri, İdeolojiler, Din Sosyolojisi, Yeni Osman¬lılar ve Jön Türkler, Türk Modernleşmesi, Kültür ve Kimlik so¬runları, Türk Edebiyatı vb. ko¬nular köşe başlarını tutmaktadır. Mardin, kendi epis¬temolojik öncül¬lerini kullanarak tüm bu başlıkları tutarlı bir argü¬manlar zinciri ha¬line ge¬tirebilmiştir.
“Harita” metaforu Mardin’in önem¬li metafor¬larından biridir ve Türkiye’de kişilerin dünyayı kendi kalıp¬larına göre nasıl algıladıklarını göster¬mesi bakımından son derece faydalıdır. Mardin, içinde bulunduğu¬muz zihniyet dünyaları¬nın “haritası”nı çıkarır. Keskin hatlarla çizili olmayan bir “toplum hari¬tası”dır bu. Kendine özgü bir “bilişsel stil”dir. Burada gerçekler, oldukla¬rı gibi görünmezler, çünkü top¬lum kendi iç dünyasında görünenlerden ol¬dukça farklı bir tablo çizer. İdeolojinin klasik tanımına göndermede bu¬lunacak olur¬sak, toplum¬sal ger¬çeklikler görünenleri gizler ama etkisi çok daha derinlere uza¬nır. İdeolojik ve kültürel farklılıklar da bu harita üze¬rinde işaretlen¬miştir. Tepkiler, is¬yanlar, içe kapanmalar ve köklü bir kopuşu tec¬rübe eden kişi ve grupların boşlukları tamamen bu harita üze¬rinde yer alır. Bu bağlamda Mardin, “boşluk” düşüncesine ver¬diği önemle, mevcut sosyal bilimci tipinden ayrılır.
Şerif Mardin’in zengin bir işçilik ve ustalıkla ördüğü yapıtları her bakımdan okunmaya ve yorumlanmaya değerdir.