Üçüncü Devrim’in ilk iki cildinde modern çağdaki demokratik devrimler tartışılmış, feodal kurumlarla mutlaki monarşilerin tasfiyesiyle yaşanan siyasal değişimlerin yanı sıra sanayi kapitalizminin doğuşu ve gelişmesi, toprağın görece eşit dağıtımı ve aristokrasiye ait bir dizi ayrıcalığın yürürlükten kaldırılması gibi ekonomik değişimler üzerinde de durulmuştu. Elinizdeki bu üçüncü cilt ise yirminci yüzyılın birinci yarısını tarihin en devrimci dönemi kılan iki büyük devrimci kalkışmaya, 1905 ve 1917 Rus devrimlerine odaklanmaktadır.
Proleter devrimler çağını başlatan bu iki olaya heterodoks, ama aynı zamanda gerçekçi bir bakış açısıyla yaklaşan Bookchin, eski düzeni yıkıp yepyeni bir düzen kurmak amacıyla üretilen devrimci doktrinlerdeki doğru ve yanlış yönleri zamanın sınamasından geçirerek derinlemesine irdelemektedir. 1917 Bolşevik Devrimi’ni Avrupa sosyalizminin bir ifadesi olarak gören Bookchin, zamanın en işe yarar devrimci fikirlerinin Rusya’daki Sol Sosyalist Devrimciler tarafından dile getirildiğini, onların devrimci halkçılığının Şubat Devrimi sonrasında Rusya’nın sürüklendiği krize en iyi çözümü sunduğunu belirtmektedir. 1905’ten 1917’ye Rus Devrimleri soluk soluğa yaşanan, büyük düşün ve eylem adamlarının damgasını vurduğu büyüleyici bir devrimci dönemin özgün hikâyesidir.