Genel olarak bir dili öğrenmek herkese göre farklıdır; bu kimisi için daha kolay olur kimisi için ise daha zor. Bunun en önemli nedeni ise; bazı insanların sol lobunu sağ lobundan daha çok kullanmalarıdır ya da tam tersi. Çoğu insan sol lobun daha hızlı dil öğrenimine yol açtığını söyler ancak bu tam olarak doğru değildir. Kitabın kullanılışı sizin beyninizin hangi lobunu daha fazla kullandığınıza yöneliktir. Sağ lobumuz yaratıcılığı, duygusallığı, seslere ve renklere, hayal gücüne, sezgilere ve soyut algılamalara daha yatkın çalışır. Bunun yanı sıra sol lobumuz mantıklı, sistematik ve analitik düşünmeye, yazı ve sayılara, ölçme, değerlendirme ve eleştirme görevlerini yerine getirir. Kitapta 20 günlük süreç içerisinde anlatılan konuların sol ve sağ lobların karşılıklı olarak koordinasyonlarının sağlanması açısından aynı gün içerisinde eşzamanlı olarak etkileştirmeniz bu dili daha kolay öğrenmeniz açısından daha yararlı olacaktır. Çünkü; her iki lobun farklı özellikleri olsa da ikisini de birleştiren yoğun sinir lifinden oluşan “Korpus kallosum” ağ demetidir. Bu ağ, beynin sağ ve sol lobu arasında sürekli bilgi alışverişinin yapılmasını sağlayan bir köprüdür. Beynin her iki lobunu da kullanmamız dil öğrenirken daha etkili olacaktır. Çünkü ‘dil’ kavramı her iki lobun özelliklerini taşımaktadır. Dil aslında geometri, resim, coğrafya, tarih, kültür ve tabi ki içinde birçok gözlem barındıran bir olgudur. İki lobu da aynı anda en çok çalıştıran etkinlik ise kitap okumaktır.
Kendimizin beynimizin hangi lobunu daha kullandığımızı şu şekilde anlayabiliriz. Eğer kişilerin adlarını, telefon numaralarını veya arabaların plakaları gibi sayısal şeyler aklımızda kalıyorsa veya ilk etapta bunları hatırlayabiliyorsak sol lobunuzu daha çok çalışıyorsunuz demektir. Eğer bir kişi ile karşılaştığımızda aklınıza ilk olarak onunla bağlantılı olaylar ve yaşanmışlıklar vs. gibi şeyler beyninizde canlanıyorsa sağ lobunuzu daha çok kullanıyorsunuzdur. Kitaptaki konular genel olarak ele alınmıştır. Daha çok dinleyip konuşarak öğrenmeyi daha etkin hale getirebilir ve yazılı olarak verilen alıştırmaları yaparak ve benzerlerini kendiniz yapıp sözlü olarak anlatırsanız dil öğrenmedeki analitik ve konuşma yetisi ve pratiğini de açığa çıkarıp konuların akılda daha çok kalmasına katkıda bulunmuş olursunuz.
Diğer önemli nokta ise, dil öğrenirken olan motivasyonumuzdur ki; çok önemli bir faktördür. Kelimelerin aklımızda kolayca kalması için kelimeleri bir şeye benzetmek ya da bir şeylerle bağlantı kurmak yani görselleştirmek iyi bir metottur. Öğrendiğimiz yeni kelimeleri görselleştirerek beynimizde sinirlerinin ağ oluşturmasını sağlamışsınızdır ve bu da kelimelerin aklınızda güçlü ve kalıcı olmasına yol açar. Kelimeler ezberlenirse bir süre sonra aklımızdan kolayca çıkarlar. Bununla da kalmaz, motivasyonu düşürüp algılama becerisini de köreltir.