İstihbarat çalışmaları, son dönemde Türkiye'de en çok ilgi gören konulardan birisi hâline geliyor. Dünyada son elli yıldır istihbarat olgusuna ilişkin çalışmalar bilimsel alana taşınmaya başladı. Ülkemizde ise bu alan, uzun yıllar boyunca bırakın üzerine akademik çalışma yapmayı derinlemesine tartışılmaktan bile kaçınılan bir gizem alanıydı. Fakat bu gizem perdesi son yirmi yılda kalkmaya başladı. Önce istihbarat tarihi üzerine yapılan çalışmalar, sonra alanın genel kavramları üzerine yazılan tezler ve makalelerle birlikte istihbarat konusu artık Türkiye'de de akademik alanın önemli bir parçası hâline geliyor.
Son yıllarda sayıları artan makaleler ve tezler, istihbarat olgusunun çok farklı alanlarını bilimsel bir bakış açısıyla ele aldığı için konunun uygulayıcıları açısından da önemli birer kaynağa dönüşüyor. Ancak bu gizem perdesinden konunun izin verebildiği “bulanık şeffaflığa” giden yolda belki de en gizli kalanı askerî istihbarat çalışmalarıdır. Yüzlerce yıldır istihbarat uygulamalarının en sık görüldüğü alanlardan birisi olan askerî bilimler, büyük bir gizliliğe dayalı operasyonlar çerçevesinde elde edilebilen bilgilerin savaş sahasına ya da genel askeri stratejiye nasıl uyarlanabileceğine dair pek çok önemli eser içermektedir. Oysa toplam bilginin %80'inin hatta daha fazlasının açık kaynaktan edinilebildiği bir çağda askerî kurumlar, açık kaynak istihbaratından; stratejik taktik ve operasyonel olarak nasıl yararlanılabileceğine dair yeni perspektifler geliştirmek için çalıştaylar, seminerler ve konferanslar düzenlemektedir. Tüm mesele, istihbaratın zamanında ve doğru elde edilmesi ise bazen açık kaynak bilgisi örtülü yollardan elde edilebilecek bilgiden çok daha kısa sürede, ucuz ve zahmetsiz elde edilebilir. Şu ana kadar söylediklerimiz elbette birçok tartışmayı içeriyor. Konunun uzmanları açık kaynaktan elde edilen bilginin askerî alanda nasıl kullanılabileceğini teorik olarak kabul etseler de çok basit bir soru soruyorlar: Nasıl? Çünkü istihbarat, sadece teorik alanda tartışılamayacak kadar uygulama alanı güçlü bir alandır. İşte elinizdeki bu kitap “Nasıl?” sorusuna bir yanıt içeriyor.
Bu kitap, Türkiye'de gerçek anlamda ilklerden birisidir. Açık kaynak istihbaratının askerî alanda nasıl kullanılabileceğini tartışmakla kalmıyor; Irak'ta DEAŞ Terör Örgütü'nün ortaya çıkışıyla kurulan ve ülkenin en çok tartışılan kurumlarının başında gelen Haşdi Şabi yapılanmasına inanılmaz detaylarla büyük bir açıklık getiriyor. Bu nedenle hem istihbarat çalışmaları hem de Orta Doğu çalışmaları açısından mutlaka okunması gereken bir eser ortaya çıktı. Ben okurken çok şey öğrendim, okuyucuların hepsinin de birçok şey öğreneceğine eminim. Keyifli okumalar dilerim.
Doç. Dr. Serhat Erkmen