Eşekler ve köpekler ölür. Fırtınalar kopar. Aşk çok uzaktadır artık, kendisi için geriye ancak hayıflanma ve hasret kalan insan umduğu kahramanlığı hiç gösteremez. Adasını terk edemez. Özgür atlar vardır var olmasına ama avcılar dört bir yandan kuşatır onları, kementlerle avlar, köleleştirir. Özgürlük eski, silik bir rüyadır artık. Fallarda acı, hazin sonlar görünür hep.
Balkan edebiyatının önemli isimlerinden Meşa Selimoviç’in gidemeyenleri, ızdırapla hatırlayanları, çılgınca özleyenleri, akıbetini öfkeyle bekleyenleri, kabullenemeyenleri anlattığı Ada, ilk kez Türkçede.
“Günün birinde gideceğim.”
“Nereye?”
“Neresi olursa.”
“Ne zaman?”
“Hiçbir zaman.”