“Yepyeni bir dünyanın kapısını açan bir anahtar.”
Sharon Dodua Otoo’nun büyüleyici kaleminden çıkan Ada’nın Odası, zamanın ve mekânın sınırlarını aşarak kadınlığın çok katmanlı hikâyesini anlatıyor. Ada tek bir kadın değil, birçok kadın. Yüzyılları ve kıtaları aşan döngüler içinde, Akra’dan Londra’ya, sonrasında Berlin’e uzanan yolculuğunda hem acıyı hem de direnci taşıyor. Her seferinde yeniden doğuyor, her zaman yeniden mücadele ediyor.
Kadınlığın, bağımsızlığın ve insan olmanın anlamını sorgulayan bu roman, derin empati ve mizahla örülmüş güçlü anlatımıyla okuru tarihin ve kimliğin keşfine davet ediyor.
Ada’nın Odası yalnızca bir hikâye değil, her çağda, her yerde var olan kadınların sesi..