Görünüşte herkese açık hayatlar vardır. Göz önünde duran, göze batan, sürekli takip ettiğimiz, sürekli yargılayıp, kefen biçtiğimiz hayatlar. Tıpkı penceresi geniş bir eve benzer böyle hayatlar. Ama dışarıdan göremediğimiz alacakaranlıkta kalmış yerleri de anlatmasını isteriz: Kendi içinden hayatın nasıl gözüktüğünü, yalnızken neler hissettiğini, herkesten saklayıp da vermediği cevapları, kalp çarpıntılarını...
Günlükleri bizin için değerli kılan, bu tür soruların cevabını verecek bir belge niletiğinde olmasıdır. Bir toplumun çıkardığı zirveden aşağılara yuvarlanmış insanların, o eziyet dolu düşüş mevsiminde neler hissettiklerini ancak bıraktıkları günlüklerden öğrenebiliriz. Günlük bazen, parmağı adaletsizlikle kesilmiş bir insanın, akan kanını temize çıkaracak içli bir tutanağa dönüşür.