“Uçsuz bucaksız, Gobi çölünün kilometrelerce derinliklerinde altı kişi, devasa boyutlardaki bir salonun tam ortasında, altıgen bir masanın üzerine yerleştirilmiş yuvarlak ve bombeli bir cismin etrafına toplanmışlardı. Hararetli bir tartışma içindeydiler. Konuştukları dil artık dünyada kullanılmayan bir dildi. Çok fazla sözcük kullanmıyorlardı. Hareketlerinden önemli bir konu üzerine konuştukları anlaşılıyordu. On altıgen şeklindeki salonun duvarları tamamen bilgisayar ekranı ile kaplıydı. Ekranlarda sürekli değişen yüzlerce görüntü vardı. Masanın tam ortasında bulunan “Kaynak” adını verdikleri nesnenin, içi beyaz jöle kıvamında bir sıvı ile kaplıydı. Yüzeyinde bir takım görüntüler vardı. Bu altı kişi, bu nesnenin bombeli yüzeyine bakıp tartışıyorlardı.
Bu önemli toplantı bittikten sonra altı kişi bir anda yok oldu. “
Dünyanın kilometrelerce altında yaşayan kadim bir topluluk olan Agartalılar dünya üzerinde yaşayanları koruma görevlerini binlerce yıldır bizlere görünmeden yürüttüler. Dünyadan ayrılma zamanları geldiğinde bu görevi devredecek insanları seçmeleri gerekiyordu. Seçilenler erdemli olmaları yanında özel genlere ve özel yeteneklere sahip insanlar olmalıydı.
Romanda bu özel görevle ilgili seçime tanık olurken aynı zamanda dünyanın gizemli tarihine, binlerce yıllık efsanelerin kökenlerine göz atacak, romandaki bir takım kodları çözmeye çalışırken kahramanımızın kötülerle mücadelesine şahitlik ederek, onunla birlikte heyecanlı bir maceranın içinde kendinizi bulacaksınız.