Slavoj Zizek, yeryüzünde yaşamın sona erme ihtimali anlamında kıyametin yakın olduğu, son demlerini yaşadığımız bir zamanın ruhunu anlatmaya çalışıyor Ahir Zamanlarda Yaşarken'de. Ne bir Altın Çağ'dan uzaklaşma, yozlaşma hikâyesi anlatıp eski değerlere sıkıca tutunma çağrısında bulunuyor, ne de karanlığın ardından aydınlık günlerin geleceğine dair saf bir iyimserlik sergiliyor. İçinde yaşadığımız zamana özgü esaslı meseleleri, yani mahşerin dört atlısını saptıyor: dünyanın dört bir yanını tehdit eden ekolojik kriz, ekonomik sistemdeki dengesizlikler, biyogenetik devrimin sonuçları ve çeşitli aralıklarla patlak veren toplumsal bölünmeler. Hazır cevaplara sığınmaktansa, ortaya konan genel geçer çözümleri eleştirel bir şekilde gözden geçirip yeni ufuklara yelken açıyor Zizek.