Ortada birbirinden farklı iki Akif olduğu kesin... Biri cemiyet-i beşeriyeye hizmet için yazan ‘Akif, diğeri de kendisi (!) için yazan Âkif. Çelişki mi? Tutarsızlık mı? Yol değiştirmek mi? Nedir bu farklılığın sebebi? Hangisi gerçek? Âkifimizin hangi yönünü öne çıkarmalı: Sanatını mı, fikirlerini mi, şahsiyetini mi? Tanzimatın getirdiği ikilikler türünden bir ikilem mi bu? Hem mektep, hem medrese, hem muhafazakârlık, hem modernlik... Bir yanda mazi, bir yanda âti... Şizofreni dedikleri bu mu yoksa?