İnsanların davranışlarının birbirlerini etkileyebileceği fikrinin matematiksel modellenmesi üzerine kurulan oyun teorisi, 20. yüzyılın ikinci yarısında hızla tüm sosyal –ve hatta bazı doğal– bilimleri temelden etkileyecek bir düşünce biçimi haline geldi. Türkiye’de yetişmiş bilim insanlarının oyun teorisine katkıları, ilk büyük gelişmelerin görüldüğü 1980-90’lardan sonra çığ gibi büyüdü ve ülkemiz bugün başarılı oyun teorisyenleri açısından en önde gelen ülkelerden biri konumuna ulaştı.
“Ne kadar esprili bir dille, ne kadar yaratıcı ifadelerle yazılmış bir kitap: bilimin ille asık suratlı olması gerekmediğinin güzel bir kanıtı …” –Prof. Dr. Bülent Sankur, Bogazici Universitesi;.
“Oyun teorisi kitaptaki karikatürlerde de yansıtıldığı gibi insanların ne olduğunu tam olarak bilmeden yaşama uyguladığı bir yaklaşım. Ne var ki bunu teorik bir çerçeveye oturtarak anlatmaya çalışınca karikatürlerdeki kadar basit bir resim çıkmıyor karşımıza. İş çatallaşıyor, karmaşık bir hal alıyor. Bu kitabın en önemli özelliği bu karmaşıklığı gidererek konuyu basit bir biçimde anlatmış olması. Kitap bunu sonuna kadar yansıtıyor.” –Dr. Mahfi Eğilmez
“Kitabı okurken çok keyif aldım. Harika bir fikir ve harika bir şekilde yazılmış!” –Prof. Dr. Hülya Eraslan, Ralph O’Connor Profesörü, Rice University
“İçeriği güçlü, düzgün ve gayet işlek bir Türkçeyle yazılmış, rahat okunan ve anlaşılması kolay bir çalışma. Okuyucuyla güzel iletişim kuruyor. Kalıcı bir kitap olacak.” –Prof. Dr. Şevket Pamuk, Boğaziçi Üniversitesi
“Çok muazzam bir fikir. Yazarlar, oyun teorisini hem Türkçe hem de teknik olmayan bir üslupla yazarak Türkiye’de hiç benzeri olmayan bir eseri yoktan var ediyor. Üstelik okurun daha da rahat anlayabilmesi için onun hayatından, kültüründen ve geleneğinden misaller vererek konuyu severek okumasını ve ilgi duyarak keşfetmesini sağlıyor!”
–Prof. Dr. Remzi Uçtum, Centre National de la Recherche Scientifique