Modernliğin dini toplumsal hayattan tamamen dışlamaya yönelik tavrı, akıl savunucularıyla ilahiyat uzmanlarını birçok konuda karşı karşıya getirdi. Akıl savunucuları, dinlerin temel ilkelerine yönelik şiddetli saldırılarda bulunurlarken, ilahiyatçılar zaman zaman kendi geleneklerinden sapma göstermek suretiyle dogmaları akıl ile izah etmeye çalıştılar. Özellikle 20. yüzyılın son çeyreğinde bu tartışmalarda büyük bir artış gözlemlenmektedir.
Akıl ve İnanç, bu tartışmaları, din felsefesinin gerek klasik, gerekse de çağdaş sorunlarını tartışmak suretiyle ortaya koymaktadır. Tanrı’nın varlığı, akıl ile iman ilişkisi, Tanrı’nın alem ile ilişkisi, ölümden sonra hayat ve mucizelerin varlığı gibi klasik sorunların yanında, dini çeşitlilik, çoğulculuk, din dili ve din ve bilim ilişkisi gibi çağdaş sorunlar da eserde ele alınıyor. Ayrıca, din felsefesinin çetrefilli gibi görünen başlıkları oldukça kapsamlı, hem güncel hem de tarihsel yönleri ile, hem felsefi hem de teolojik açılardan ortaya konuluyor.
Bu eser, din felsefesiyle ilgilenenler için önemli bir giriş kitabı olmanın yanı sıra Türkçedeki mevcut boşluğu doldurmaya aday.