Hem düzyazı hem de manzum olarak dünyanın en büyük hikâye anlatıcılarından biri olan Puşkin, Rusya’nın ilk gerçek edebi dehasıdır. Rus halkını tasvirindeki yeteneği, açık, canlı ve tutkulu hikâyelerde belirginleşir.
Daha çok şiirleriyle tanınsa da ulusal kültürü zarif ve abartısız bir mizahla ortaya koyan hikâyelerinde günlük dilin kullanılmasına öncülük etmiştir. Onun hikâyeleri kendi başlarına büyüleyiciliklerinin yanında Turgenyev, Tolstoy ve Dostoyevski’nin büyük romanlarının üzerine inşa edildiği temel taşlarıdır.
Yalın ve gerçekçi üslubuyla Byelkin Hikâyeleri; Puşkin’in romancılığı için önemli bir adım olan Dubrovski ve Büyük Petro’nun Arabı; Petersburg sosyetesinin ince bir alaycılıkla işlenen eleştirisi Maça Kızı; modern dille ve ustalıkla kurgulanmış Mısır Geceleri; otobiyografik bir anlatımla sunduğu, güçlü doğa tasvirileriyle bezenmiş Erzurum Seyahati, tarihsel kurmacayı Rus masallarının araçlarıyla birleştiren romanı Yüzbaşının Kızı, Roslavlev ve diğerleri Puşkin’in çizimleri ve elyazmalarıyla birlikte.