Aleviliğin İslam coğrafyası içinde güvenlik sorunu yaşadığı karanlık dönemlerde, Alevi erkânını ve inancını sonraki kuşaklara aktarabilmek için zorunlu olarak büründüğü "zahiri kisveler", sonunda Aleviliğin tanımı olarak sunulabilecek kadar Aleviliğin üzerine sinmiştir. Bu araştırma, Alevilerin korunma güdüsü ile kendileri için oluşturdukları dış kabuğu, Aleviliğin kendisi imiş gibi ortaya koyan yaygın yanlışların hakim olduğu bir iklimde ve zamanda okuyucusuyla buluştu. Araştırmada ortaya konulan, dış kabuğu kırılmış, güvenlik zırhı aşılmış, üzerindeki ayrık otları temizlenmiş bir "Alevi tanımlaması" kısa sürede büyük kabul gördü, ilgi ve övgü seli karşılandı. Alevilik bir insanlık mirasıdır. Kadim dünyadan bugüne aktarılmış değerli bir armağandır. Bu toprakların en önemli zenginliğidir. Bu zenginliği ortadan kaldırmanın hunhar çabası içinde olmak, bir insanlık ayıbıdır. Alevilik bu yeryüzünün, üzerinde yaşadığımız bu gezegenin gördüğü, büyük ve muhteşem bir rüyadır. Bu görkemli rüyanın devamı olmak, böylesi önemli bir mirasın parçası veya komşusu olmak, bu topraklarda yaşayanların büyük talihidir. Aleviler Hakk’tan gelen "nida"yı bugüne ulaştırabilmek için ıstıraplarına, kederlerine ve çaresizliklerine sadakat ile bağlı kaldılar. Meşakkatli bir yoldan yürüyerek, olağanüstü büyülü bir dünya kurdular. Bu dünyanın içinde olmaktan mutluyum ve kendimi ödüllendirilmiş sayıyorum. Gerçekler bizi bu demden, bu cemden, bu yoldan mahrum etmesin.