Alman İdealizminde Aşkınlık ve Tarihsellik resmi

Alman İdealizminde Aşkınlık ve Tarihsellik

Barkod: 9786053145844
Üreticiler: Ayrıntı Yayınları
Stok Sayısı: 1
Basım Tarihi: 2-2022
Baskı Sayısı: 1. Basım
Sayfa Sayısı: 240 Sayfa
Ağırlık: 227,00 Gram
Boyut: 13,50 (en) x 21,50 (boy)
Cilt: Ciltsiz
Kağıt: 2. Hamur
Basım Yeri: İstanbul - Türkiye
Basım Dili: Türkçe

180,00 TL
144,00 TL

Kant’ın Saf Aklın Eleştirisi’yle başlayan transendental felsefe, kendinden önceki metafiziği tarihe gömerken onun en temel iki kabulünü de geçersiz hale getirmişti: İnsanın mutlağı bilmeye muktedir –hatta mecbur– oluşu ve o mutlağı deneyimleyebilir oluşu. Deneyimin ve onun bilgisinin sınırlarının dışına atılan aşkınlığın Kant’ın pratik felsefesine geri dönüşüyse ahlaki bir Tanrı’nın postülat olarak alınması biçiminde gerçekleşti. Kant’ın yol açtığı düşünce okullarının içinde en merkezî önem taşıyanlardan biri olan Alman İdealizmi, Kant’ın çizdiği sınırların hepsini çiğneyerek ve onun düşüncesini kendilerince varabileceği en uç noktalara götürerek farklı sistemler ortaya koydu. Bu hareketleriyle, Kant’a karşı yine Kant’ı kullanarak aşkınlığı ve sonsuzluğu yeniden felsefi düşüncenin içine geri getirdiler ve aşkınlığın modern insanın varoluşu açısından hâlâ anlamlı ve önemli olduğunu göstermeye çalıştılar. İdealist felsefenin hareketini izleyip Hegel’e geldiğimizde bunun, aşkınlığın ve mutlağın tarihselleştirilmesi pahasına başarıldığını görüyoruz.

Elinizdeki kitap, aşkınlığın Alman İdealizminde nasıl tarihselleştirildiğini ve bunun günümüz açısından neden önemli olduğunu tartışmaya açıyor.