Alexis de Tocqueville, kitabı hakkında, “İtiraf edeyim ki, Amerika’da Amerika’dan daha fazlasını gördüm” der. Orada demokrasinin kendi imgesini, eğilimlerini, karakterini, önyargılarını ve tutkularını aradığını ilave eder.
19. yüzyılın ilk yarısında yayımlandığında çok ilgi çeken, sonra epey unutulan ve 1960’larda yeniden keşfedilen Tocqueville’in eserleri arasında Amerika’da Demokrasi ilk sırada yer alır. Sadece olağanüstü bir siyasal gözlemcinin eseri değildir bu kitap. Aynı zamanda başat bir siyaset felsefesi eseri ve sosyoloji klasiğidir. Modern demokrasinin kendine sürekli sorduğu soruları anlamaya, yanıtlamaya yardımcı olur. Tocqueville, koşulların eşitliği, özgürlük fikriyle din ve efendilerle hizmetkârları arasındaki ilişkiler, ademi merkeziyet ve merkeziyetçilik gibi konulara Amerika’da verilmiş yanıtları inceleyerek, demokrasi felsefesinin bugün hâlâ geçerli olan çerçevesini çiziyor. Demokrasinin kendi içinden yeşeren despotik eğilimleri ve bunlara karşı üretilen demokratik engelleri göstererek, günümüzün acil sorularına ışık tutuyor.