İslamofobi ve Müslüman karşıtlığı paradigması kültürlere, tarihe ve sosyolojik gerçeklere göre farklı coğrafyalarda farklı biçimlerde tezahür etmektedir. Öyle ki çoğu zaman yalnızca bireylerin dinini özgürce yaşama hakkının ihlali değil, aynı zamanda toplumun diğer üyeleri ve devletin kendisi tarafından dini kimlikleri nedeniyle ayrımcılığa maruz kalmaları ve hatta devlet politikalarının bu ayrımcı temel üzerinden inşa edilmesi de söz konusudur. İslamofobi ve Müslüman düşmanlığı sorununun ortaya çıkış nedeninin, köklerinin ve etkilerinin akademik ortamda düşünce, din ve vicdan özgürlüğü bağlamında ele alınması büyük öneme sahiptir. Khaled Beydoun bu kitabında İslamofobinin kökenleri hakkında verdiği bilgilerden sonra terimin bir tanımını ortaya koymakta, İslamofobinin günümüzde nasıl yeniden inşa edildiği ve bir siyaset aracı olarak kullanıldığını ortaya çıkartmakta ve Amerika’daki Müslüman karşıtı fikir ve eylemleri diğer ayrımcılığa uğrayan ırk ve inanış mensupları ile birlikte değerlendirerek geleceğe yönelik birtakım öneriler sunmaktadır.