“Aslan denemeci”lerden Salâh Birsel, 1001 Gece Denemeleri’nin bu kitabında da yine uçsuz bucaksız söz denizlerinde pupa yelken seyrediyor, İstanbul’un
sonbahar ağaçlarından Yüksekkaldırım’ın sokaklarına, gençliğin ne ince bilim olduğunu çakmış yazarlardan sezarların, çarların, sultanların hafiyelerine
varıncaya dek yedi düvelden yedi bin konu üzerine kafa yoruyor. İnce kıyım bir deneme dersi de cabası: “Bir denemecinin işi kitaplarda, doğada ve de yaşamın içinde tık eden altını bulup çıkarmak, okurların gönlünde bir düşünce uyandırmaktır. Bunu yaparken, üstünü başını altın tozuna bular, kalemini de yaldız çanağının içine düşürürse oh, gel keyfim gel.”
Yine kafamız karışacak ama ne gam! Ne de olsa “denemenin bir tanımı da çetrefil olmayan şeyleri çetrefil yapma sanatıdır.”