Dünya üzerinde bütün kültürlerde kendine yer bulan masalların kaynaklarıyla ilgili pek çok görüş bulunsa da masalların ortak özelliğinin insanın evren ve kendi varoluşunu anlamlandırma çabası sırasında ortaya çıkan düşüncenin ifadesi için kullanılan bir araç olduğu göze çarpar. Masallar, içinde doğdukları toplumların yaşam tarzları, dini inanışları, sosyal ilişkileri ve dünya görüşleri hakkında bize birçok bilgi ve farkındalık sunar. Bu bağlamda dört elementin yani toprak, hava, ateş ve suyun da insanın anlam arayış çabasında var oluşun özünü oluşturan ortak ögeler olduğu masallarda kendine çokça yer bulur.
C.G. Jung’un Dört Arketip başlıklı eseri referans alınarak ortaya konan arketip tanımı üzerinden ele alınan Anadolu ve Hint masalları incelenilerek gerçekleştirilen bu çalışma sonucunda arkaik dönemlerden beri kullanılagelen dört elementin gösterdiği ilk-imge özelliği ve sembolik kullanımları dolayısıyla birer arketip olarak kabul edilebileceği iddia ve ispat edilmiştir. Farklı iklim, coğrafya, inanç ve kültüre ait masalların dört elementle ilgili betimlemelerinden yola çıkarak arketipsel, sembolik, kültürel ve mitik inanç izlerini tespit edip ve bu izlerin işlenişindeki benzerlikleri ve farklılıkları ortaya koymayı hedeflediğimiz bu özel çalışmanın hem akademik çalışma yapan araştırmacılara bilimsel bir ışık tutması hem de masallara meraklı okuyucu kitlesine yeni bir bakış açısı kazandırması en önemli temennimizdir.