Venedikli tacir ve elçi olan Josaphat Barbaro, Osmanlı-Venedik savaşlarının sürdüğü bir dönemde Venedik Cumhuriyeti adına Akkoyunlu Sarayı’na elçi olarak gönderildi. Görevi, Venedik Cumhuriyet’inden gönderilen ateşli silahları teslim ve Akkoyunlu Padişahı Uzun Hasan’ı Osmanlılara karşı savaşa teşvik etmekti. Karaman topraklarının Osmanlılara geçmesi üzerine silahları götüremedi ama Adana üzerinden kara yoluyla Akkoyunlu ülkesine ulaştı. Uzun Hasan’ın yanında bir süre kaldı. Doğu Anadolu’yu, İran’ı ve Kafkasları gezdi. Daha önce Tatarlar arasında geçirdiği dönemler ile Akkoyunlu ülkesinde edindiği izlenimleri büyük bir dikkatle kaleme aldı.
Savaştan spora, geleneklerden kanunlara, ordunun sevk ve idaresinden yabancı elçilerin kabul törenlerine kadar gördüklerini ve duyduklarını abartmadan yazdı. Barbaro, gördükleri yerler hakkında "Ben bütün ömrüm boyunca, gelenekleri ve görenekleri bizden oldukça farklı, medeni olmayan kavimler arasında yaşadım. Bizim diyarımızda olmayan birçok şey gördüm. Öyle ki, bunlar Venedik’ten dışarı gitmemiş insanlar için efsane gibi görünür" demişti.