Eser, Hint-Türk saltanatının en güçlü döneminin padişahı Celaluddin Muhammed Ekber (1542-1605) ile onun gözde cariyesi Anarkali’ye âşık olan veliaht oğlu Selim arasında yaşanan çatışmanın dramatik sonu üzerine kuruludur. Nar tomurcuğu anlamına gelen Anarkali, genç bir cariyedir ve yaşamı da tomurcuğunki gibi tek baharlık olur.
Saray entrikaları, cariyeler arasındaki konum elde etme çabaları, Hindistan tahtının sahibi baba ile gelecekte o tahta oturacak oğul arasındaki çatışmalar Hindistan kültürünün rengârenk atmosferinde anlatılır. Hindistan’da filmi de çekilen bu eser, tarihi gerçekliğe dayanır. Lahor’da, Lahor kalesine uzanan Anarkali adında işlek bir cadde ve o cadde üzerinde yer alan Anarkali türbesi, onun trajik yaşamıyla empati kuran ziyaretçilere açıktır.
Aşk, Dans ve Ölüm adı altında üç perdelik bu eser, güçlü ve akıcı anlatımı, betimlemeleri ve olağanın dışına çıkmayan olaylar örgüsüyle Urdu tiyatrosunun başyapıtı olarak kabul edilir. Çeşitli Batı dillerine aktarılan eser ilk kez Türkçeye kazandırılmaktadır.