Zizek bu sefer, belki de kendisinden hiç beklenmedik bir kurmaca eserle çıkıyor karşımıza: Antigone’nin Üç Yaşamı. Klasik mitologyanın en temel eserlerinden olan Antigone’yi Lacan katıksız bir arzu modeli olarak ele alır. Bu eser Platon, Hegel, Kierkegaard ve Butler gibi birçok felsefeci tarafından ele alınmış, edebiyat alanında da pek çok çeviriye ve farklı yeniden anlatımlara konu olmuştu. Zizek de örneğin Hiçten Az kitabında bu tragedyayı tartışma konusu etmişti ama şimdi burada o tartışmayı çok daha başka bir boyuta taşıyor.
Zizek “bu metin bir sanat eseri değil, bir etik-siyasal egzersiz olma iddiasında” diyor, ama bu egzersizi dayanağı en temelde hayalgücü olabilecek bir kurmaca şeklinde ortaya seriyor. Antigone’yi kendince tercüme ediyor, yeniden yazıyor Zizek. Bunu yaparken metni bir bakıma güncelleştirmeye, güncel sorunlar bağlamına taşımaya hapsolmuyor, sadakat fikrinin kendisini de sorguluyor. Ona göre “klasik bir eseri canlı tutmanın tek yolu onu ‘açık’, geleceğe işaret eden bir şey olarak görmek”tir. KieSlowski’nin Veronique’in İkili Yaşamı filmine örtük bir atıfla, Antigone’deki “esas” olay örgüsünü bozup karşımıza eşzamanlı üç olası senaryo koyuyor.