Antik Çağ’da yontu sanatçılarının ürettiği eserlerle Anadolu’nun dışında -Akdeniz havzasında- övgüyle anılan Aphrodisias kenti, 1961 yılından bu yana sistemli kazılarla gün yüzüne çıkarıldı; binlerce yıl öncesinin sokakları ve yapılarını süsleyen yontuları aydınlandıkça kent tanınır hale geldi; bilim insanlarının özverili çabalarıyla günümüz Dünya gezginleri Aphrodisiaslılarla tekrar yüzleşir oldular; geleceğe ulaştırdıkları yazıtları okundukça binlerce yıllık yaşanmışlıklar anlaşılır oldu; İmparatorların mektupları, kentin sosyal, kültürel ve ekonomik yaşamına ışık tutan taş üzerine kazınmış dizeler, tiyatro ve stadyum sıralarına çizilmiş graffitiler geçmişin tarih sayfaları gibi. İmparatorların nezdinde o dönemin gözdesi olan Aphrodisias, günümüzde de gezginleri şaşırtıp, büyülüyor. İmparator Octavianus’un Laodikeia Valisi Stephanus’a yazdığı mektupta Aphrodisias’a ilgisi ve bağlılığı bilinir: “…Bu kent, benim, bütün Asya’da kendim için seçtiğim, benim diyebileceğim bir kenttir. Bu kentin halkının benim halkım gibi korunması dileğimdir.” Bu kitap Afrodisiası tanımak, tarihiyle yüzleşmek isteyen gezginler için hazırlanmıştır.