Küreselleşmenin eşiğinde bundan yüzyıllar önce olan biteni dilin aynasında görmek ilginç aslında. İnsan bu kitabı okuyunca, güzel ve iyi olan her şeyin hiçbir zaman uluslara mal edilemezliği gerçeğiyle karşılaşıyor. 9. ve 11. yüzyıllarda Müslüman - Arap dünyasının, kültürünün ve dilinin; Batı'ya yeni teknolojisini, bilgeliğini, şiirini, dolayısıyla edebiyatını ve keyfini verdiğini öğrenince şaşırmamak elde değil. Dünya değişiyor.
Kavramlar, Doğu'dan Batı'ya geçerken değişti; oradan tekrar Doğu'ya geçerken değişti; oradan tekrar Doğu'ya geçerken yine değişti, değişiyor ve değişecek. Belki de bir süre sonra, Doğu'dan Batı'ya geçip de yeniden Doğu'ya gelen kavramların yolculuklarını ele almak çok heyecanlı olacak.