“Ezelden beri insanlar kendilerine varoluşun anlamını sormuşlardır. Sadece yemek yemek, uyumak, üre mek, çalışmak ve eğlenmek için mi dünyadayız? Yoksa insan hayatının başka bir anlamı olabilir mi? Erkekler, kadınlar farklı dönemler boyunca farklı farklı yerlerde hep bu soruya cevap aramışlardır. Bilgilerinin ve de neyimlerinin bir sonucu olarak da birbirine yaklaşan cevaplar ortaya koymuşlardır. Derler ki, kısa varoluşumuz içinde en önemli şey, mümkün olan en iyi hayatı sürdürebilmek için kalbimizle ve aklımızla yaşamayı öğrenmektir. İnsanlığa erişebilmek, ruhumuzu gölge leyen ve başkasıyla ilişkilerimizi zehirleyen kötülükle ri yenebilmek için... İşte ‘bilgelik’ dediğimiz budur. Soylu, bilinçli, aydınlık, sorumluluk yüklenmiş, sevgi dolu, uyumlu, adil, huzurlu, neşeli ve özgür bir hayat idealine yönelmek.”